Turkish | English | |||
---|---|---|---|---|
General | ||||
General | başka yollarla | by other means adv. | ||
They have succeeded in organising matters efficiently and cost-effectively by other means. Meseleleri başka yollarla verimli ve düşük maliyetli bir şekilde organize etmeyi başardılar. More Sentences |
||||
General | başka yollarla | in other ways adv. | ||
Parliament will pursue that idea in other ways. Parlamento bu fikri başka yollarla takip edecektir. More Sentences |
Turkish | English | |
---|---|---|
General | ||
General | başka yollarla yönlendirmek | rechannel v. |
General | başka yollarla iletmek | rechannel v. |
General | -den başka yollarla | by other means than adv. |
Politics | ||
Politics | egemen bir ulusun başka bir ulusu politik yollarla yavaş yavaş ortadan kaldırması | politicide n. |
Geography | ||
Geography | bir akarsuyun doğal yollarla başka akarsu yatağına sapması | piracy n. |